Teldeki Adam
Katıldığı festivallerin hemen hepsinden ödülle dönen “Teldeki Adam / Man on Wire ”, Fransız sanatçı Philippe Petit’nin yüzyılın “sanatsal suç”una dönüşen artistik dışavurumunun öyküsünü anlatıyor. Petit’nin öyküsü, Wisconsin Death Trip ve The King filmleriyle tanınan İngiliz yönetmen James Marsh’ın kamerasından, sıradışı bir dille anlatılıyor...

 “TELDEKİ ADAM“
(Man on Wire)
Oscar Ödüllü Belgesel Kaçıranlar ve Yeniden  İzlemek İsteyenler için Yeniden NTV’de
Pazar 22:00

James Marsh’ın çok konuşulan, 2009’un “En İyi Belgesel” Oscar’ını kazanan, geçen ay sinemalarda gösterildiğinde büyük beğeni toplayan, bu yıl !f İstanbul’un açılış filmi olan “Teldeki Adam – Man on Wire” kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için bu akşam bir kez daha NTV’de yayınlanacak...
 
Katıldığı festivallerin hemen hepsinden ödülle dönen “Teldeki Adam / Man on Wire ”, Fransız sanatçı Philippe Petit’nin yüzyılın “sanatsal suç”una dönüşen artistik dışavurumunun öyküsünü anlatıyor. Petit’nin öyküsü, Wisconsin Death Trip ve The King filmleriyle tanınan İngiliz yönetmen James Marsh’ın kamerasından, sıradışı bir dille anlatılıyor.

Fransız ip cambazı Philippe Petit ip üzerindeki başarılarına bir yenisini eklemek için hedef olarak kendisine New York’taki İkiz Kuleleri seçmiştir. Yeni yapılan İkiz Kulelerin arasına ip gererek üzerinde yürümeyi kafasına koyan  Petit, 7 Ağustos1974’de İkiz Kuleler arasında gerilmiş telin üzerine ilk adımını atar.

Petit, New York’ta geçirdiği sekiz ay boyunca hayalı gerçekleştirmek için çalışmıştır. Sevgilisi ve arkadaşlarının yardımıyla hayalini illegal de olsa gerçekleştirir. Telin üzerinde yaklaşık bir saat geçirdikten sonra tutuklanıp psikolojik değerlendirmeye alınır ve hapse atıldı.

Petit, bu başarılı gösteri öncesinde arkadaşları ve iş birlikçileriyle birlikte bir çok engeli aşmıştır. Genç ip cambazı,  İkiz Kuleler’in güvenliğini atlatarak üzerinde yürüyeceği teli ve ipi germek için gerekli araçları binaya sokar. Teli iki çatı arasında kulelerin sallanma oranı ve rüzgarın gücünü hesaplayarak gerer. Philippe Petit, 7 Ağustos 1974 sabahı saat 07:15’te 411 metre yüksekte marifetlerini sergilemeye başlar.  Artık o bir kahraman ve medyatik bir suçludur.

Belgeselde, tüm zamanların en sanatsal suçunu Philippe Petit ve arkadaşları anlatıyor...
 
Filmin Ödülleri:
2009 Akademi Ödülleri, Oscar
2009 BAFTA Ödülleri: BAFTA Film Ödülü
2008 Sundance Film Festivali, İzleyici Ödülü ve Jüri ödülü
2008 Toronto Film Eleştirmenleri Derneği, TFCA Ödülü
2008 Austin Film Eleştirmenleri Ödülü En İyi Belgesel
2008 Chicago Film Eleştirmenleri Derneği, En İyi Belgesel
2008 New York Film Eleştirmenleri Ödülü, En İyi Belgesel
ve 20 ödül daha...

Filmin Künyesi
Tür   : Polisiye / Gerilim / Belgesel / Politik
Yönetmen  : James Marsh
Görüntü Yönetmeni : Igor Martinovic
Müzik   : J. Ralph
Yapım  : 2008, İngiltere / ABD , 94’
Oyuncular  : Philippe Petit , Annie Allix , Jean-Louis Blondeau , Ardis Campbell  (Annie) , David Demato  (Jean Louis) , David Forman

Philippe Petit:
Fransa doğumlu Petit, 16 yaşında tel üzerinde ilk adımlarını attı. Beş okuldan atıldı ve her şeyi kendi kendine öğrenmeyi seçti. Binicilik, eskrim, doğramacılık, kaya tırmanışı, çizim yapmak gibi pek çok konuda kendi kendine ustalık kazandı. Avrupa, Rusya, Avustralya ve Birleşik Devletler’deki turneleri sırasında kendi kendine İspanyolca, Almanca, Rusça ve İngilizce öğrendi.

Paris sokaklarında dolaşırken, vahşi, esprili ve sessiz özelliklere sahip, kendi sokak karakterini yarattı. Bu karakter onu asla terketmedi. Taklit edilemez bir yüksek tel sanatçısı olmak için teliyle, tiyatronun, müziğin, şiirin, resmin ve film yapmanın bütün sınırlarını zorladı. Ve sonunda oldu da.

Petit, TO REACH THE CLOUDS isimli kitabında, 1974 yılında Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri arasında gerdiği telde yürüyerek yaşadığı yasadışı macerayı, İngiltere’deki Nottingham Repertory’ye uyarlayarak anlatıyor. Sanatçının son kitabı L’ART DU PICKPOCKET  (Yankesicilik Sanatı) Fransa’da 2006 yılında yayımlandı.

Yaklaşık 30 yıldır New York’ta yaşayan Petit’nin projelerine yardımcı olan arkadaşları arasında Mikhail Baryshnikov, Werner Herzog, Annie Liebovitz, Milos Forman, Volker Schlöndorff, Twyla Tharp, Peter Beard, Marcel Marceau, Paul Auster, Paul Winter, Debra Winger, Robin Williams ve Sting gibi farklı alanlarda üretimler yapan önemli sanatçılar var.

 

James Marsh (Yönetmen)
Oxford Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra araştırma görevlisi, sonra da BBC’de yönetmen olarak çalışan Marsh, ilk büyük çıkışını 1994 tarihinde, ünlü soul müzisyeni Marvin Gave’in son yılları ve ölümü hakkındaki Troubleman isimli belgesel filmle yaptı. Yönetmenin bir sonraki filmi rock and roll kralı Elvis’in yemek alışkanlıkları üzerine yaptığı The Burger and the King oldu. Montreal ve Chicago film festivallerinde gösterilen belgesel, Royal Television Society’nin En İyi Belgesel ödülü dahil pek çok ödül kazanmasını sağladı.

1998’de yaptığı ve kendisine En İyi Müzik Belgeseli dalında BAFTA ödülünü kazandıran John Cale belgeselini, 1999’da tamamladığı belgesel çalışması Wisconsin Death Trip izledi. Wisconsin’daki bir kasabada geçen bu belgesel de ona ikinci BAFTA ödülü ile birlikte ikinci Royal Television Society’nin En İyi Belgesel ödülünü de kazandırdı.

İlk filmini Oscar ödüllü senarist Milo Addica ile tamamlayan Marsh, The King’de Gael Garcia Bernal ve William Hurt ile birlikte çalıştı. Film Cannes Film Festivali’nde resmi seçkide gösterildi, Philadelphia Film Festivali’nden de En İyi Amerikan Filmi Ödülü aldı. Yönetmen 2003 yılında Avusturya’da düzenlenen Evsizler Dünya Kupası’na hazırlanan bir grup New Yorklu evsizin, takım kurma mücadelesini BBC için filme aldı.